28 Mayıs 2015 Perşembe

Annelik Haritası: Anneliğinize doğru bir yolculuk

Harita deyince kafalarda neler beliriyor, neler çağrışıyor bilmiyorum. Ama Gülüş Türkmen’in Annelik Haritası anne davranışlarımızı, düşünüş biçimlerimizi, önyargılarımızı ve hep doğru olduğuna inandıklarımızı sorgulamamızı sağlayan bir araç. Kendimizi, yargılandığımızı düşünmeden değerlendirmemizi sağlayan bir öz çalışma, farklı bir deneyim. Devamı Alternatif Anne'de, tıklayınız.

Annelik Haritası için daha fazla bilgi için tıklayınız.

27 Mayıs 2015 Çarşamba

31. Ayda Neler yaptık..

Bunca zamandır etkinliklerimizi paylaşıyorum. Sürekli etkinlik yapıyorduk, bu bizim için bir oyun saati değerlendirmesiydi. En önemli şartı benim önceden biraz araştırma ve hazırlık yapmam oluyordu. Ancak Asya okula başlayalı beri yeni etkinlikleri hazırlamak için zaman bulmakta biraz zorlanıyorum. Bu yüzden bundan sonraki süreçlerde daha az etkinlik paylaşımıyla yola devam edebileceğiz sanırım. Evet kreşe başlama serüvenimizi ve dikkat etmeye çalıştığımız noktaları ayrı bir yazıyla paylaşacağımdır. Şimdi bu ay geçen aylardan farklı neler yaptık. 

Tarlaya ekim dikim fırsatını kaçırmadık: Bahar dolayısıyla evde yaptığımız saksıya ekim dikimlerin yanı sıra bu ay 100. yıl semtinde kurulan bostanın açılışına gittik. Açılışta birçok biber ve domates fidanının nasıl toprağa dikildiğini deneyerek öğrendik. En birinci hedef kıştan beri bin bir zahmetle büyütülen minik fidelere zarar vermeden toprağa yerleştirmek oldu =) Ama böyle fırsatlar bulursanız kaçırmayın derim.


Oyun Grubumuzla Orman Gezisi: Oyun grubumuzla beraber büyüteçlerimizi alıp ormana gittik: ağaçları, karıncaları, çiçekleri böcekleri incelemeye çalıştık. Gitmeden önce İş bankası kültür yayınlarının Gezi Kitabım- Hayvan Yuvaları kitabını edinip okuduk. Ama ormanda karıncalar dışında pek hayvan yuvası tespit edemedik =)


Ali Dayı Çocuk Kütüphanesi Ziyareti: Yine oyun grubumuzla Ankara Çankaya'da bulunan Ali Dayı Çocuk Kütüphanesine gittik. Minikler için hazırlanmış bu kütüphaneden isterseniz ödünç kitap da alabiliyorsunuz. Ayrıca kukla sahnesi ve oyuncak köşesi de var. Çok küçük çocuklar bile bu huzurlu ortamda değişik kitapları inceleyebilirler, ve bahçesinde oynayabilirler. 
Ali Dayı Çocuk Kütüphanesi

Ali Dayı Çocuk Kütüphanesi Kukla Sahnesi ve Kuklalar



Parkta tebeşir sanatı =) : Parktaki beton alanlara tebeşirler yazı yazmak geçen sene de favorimizdi ama bu sene gerçekte resim çizmeye başladık yere de, bu etkinlik çok eğlenceli kesin deneyin derim. Üstelik parkta ebeveyn bir süre de olsa huzurla otururken çocuk da oraya buraya koşmadan huzurla oturabilir =)



Kuş Yemliği: Bu ay içinde gittiğimiz Kidex Anne-Çocuk Fuarında Pakolino Aktivite Kutuları bize deneme paketi hediye etmişti. İçinden kuş yemliği yapmak için malzemeler çıktı. Tüm kullanılacak malzemeleri kutularına koyan Pakolino'nun deneme paketini çok beğendik. Üyelik meselesini düşünüyorum. 
Kalp şeklindeki kuş yemliğimiz, hemen pencereye astık
Çiftlik Hayvanları Çıkartma Kitabı: Biz iş bankası kültür yayınlarının birçok çocuk kitabına bayılıyoruz. Bu çıkartmalı kitaba da bayıldık. Serisi de çok güzel beğendiklerimizi almayı düşünüyoruz. 



Şehir çalışması: hazırlıksız annenin etkinlik çabası: Elektrik bandından yollar, kuzenden gelen miras arabalar ve şirinler evi, migros çocuk bayramı indiriminden aldığımız ev seti ile bayağı çabaladık, çıkan sonuçla bir kaç gün oynadık, aklımıza geldikçe yeniden diziyoruz zira elektrik bantlarını sökmedik. 

Ayın Notu: Bu ay kreşle beraber giden hayatımızı (hepimizinkini) nasıl daha verimli kurgulayabiliriz diye düşündüm hep. Asya okuldan gelirken havanın güzel olmasından faydalanıp genelde parka gidiyoruz. Eve geldikten sonra gün boyu oyuncaklarını ve kendi başına oynamayı özleyen Asya'yı biraz yalnız bırakıyorum ve kendi işlerime bakmaya çalışıyorum. Baba gelince babayla oynamalar-yemek uyku derken gün bitiyor. Bu yüzden güzel bir etkinlik düşünüyorsam haftasonuna bırakmaya çalışıyorum ki ben de o da çok fazla yorulmayalım. Ama genel kuralı es geçmemeye çalışıyorum: tüm beraber yapılan şeylerin yanı sıra günde en az 20 dakika onun belirlediği kuralları olan ona odaklanarak birlikte (mümkünse ailecek) oyun oynamak. Bu zamanın ne olursa olsun onu koruduğunu ve kendini daha güvende hissetmesine yardımcı olduğunu düşünüyorum. 


8 Mayıs 2015 Cuma

Çocuklar Hapsolmasın!

Anneleri cezaevinde olduğu için, parmaklıklar arasında yaşamak zorunda kalan 0-6 yaş arası cezaevi çocuklarının oyun ve eğitim imkanlarının iyileştirilmesi için “İçerde çocuk var” adıyla bir sosyal proje başlatıldı.
Projeyle Türkiye genelindeki 7  kadın ceza infaz kurumundaki anaokullarının iyileştirilmesi amaçlanıyor. Projenin ilk adımı Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle İstanbul Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı. Çeşitli meslek gruplarından 24 duyarlı vatandaşın gönüllü olarak  yola çıkıp, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı ile bir araya gelerek başlattığı İçerde Çocuk Var adlı projenin amacı,  cezaevlerinde, annelerinin hem yatağını hem de  kaderini paylaşan miniklerin hayatına dokunarak geleceklerine katkıda bulunmak. Proje,cezaevi çocuklarına öğrenebilecekleri, eğlenebilecekleri eksiksiz bir anaokulu ortamı oluşturmak, yeşil alanlar yaratarak doğayla tanışmalarını sağlamak, gelişimlerine uygun yemek hazırlanabilecek mutfak inşa etmek ve dış mekan oyun alanı kurarak cezaevi içinde özgür bir yaşam alanı yaratmayı hedefliyor.
 
İstanbul Bakırköy Cezaevi’nde başlayacak proje kapsamında, mahkum annelerinin kaderini yaşamak zorunda kalan cezaevlerinin masum çocukları için kaynak bulmak amacıyla çeşitli etkinlikler ve kampanyalar yapılacak. Ayrıca, İstanbul Valiliği’nin izniyle alınan 4528’e gönderilecek SMS’ler ve banka hesap numarasına yapılacak bağışlarla kampanyaya gelir sağlanacak. Böylece, mevcut anaokullarının  iyileştirilmesi ve anaokulu bulunmayan kadın cezaevlerinde de yeni ana okullarının yapılmasında kullanılacak. Hedeflenen anaokullarının çocuklara kazandırılmasından sonra ise proje,  cezaevi çocuklarının dışarıdaki yaşıtları ile eşdeğer eğitim şansına sahip olmalarını sağlamak ve cezaevi yaşam koşullarının iyileştirilmesi için devam edecek. 
 Oyuncak ve oyun arkadaşları yok
Cezaevinde doğan ya da annelerinin kucağında parmaklıklar arkasına gelen, cezaevlerinin masum çocukları, hayatlarının en önemli evrelerini yaşıtlarının sahip olduğu birçok şeyden yoksun, olumsuz koşullarda geçiriyor. Oyun oynama ve eğitim almaları gereken zamanlarını annelerinin koğuşunda, çeşitli suçlardan mahkum, yetişkin kadın koğuş arkadaşlarıyla geçiren çocukların, bu süreçte yaşadıkları deneyim, hayatlarının sonraki dönemlerini özellikle ergenlik ve gençlik yıllarını ne yazık ki derinden etkiliyor. Koğuşlar kalabalık olmasın diye her koğuşa sadece bir çocuğun konulduğu cezaevi çocuklarının oyuncak ve kendi yaşıtı oyun arkadaşları yok.

“İçerde Çocuk Var” projesi ilk adım İstanbul’da Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı. Tüm mimari ve inşaat hazırlıkları tamamlanan anaokulunun çok yakın bir zamanda tamamlanması hedefleniyor. Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu tamamlandıktan sonra Türkiye’de bulunan diğer Kadın cezaevlerine de anaokulu kazandırılacak. Böylece proje ile cezaevi çocukları,  kreş, oyuncak ve oyun arkadaşlarına kavuşacaklar.

Proje ile ilgili detaylı bilgiye www.icerdecocukvar.com sitesinden ulaşabilirsiniz.

Bağış için ;
COCUK yazıp 4528’ e SMS gönderilebilir.
Banka bağışı için; Vakıfbank Kadıköy Şubesi, Şube kodu 012 Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı (TL)
TR 94 0001 5001 5800 7303 0490 01

Bilgi : Arife Avcu Çallıoğlu
İletişim Ofisi Halkla İlişkiler Ajansı
 arife.avcu@iletisimofisi.com / 0212 324 80 17


6 Mayıs 2015 Çarşamba

Hadi Yavaşlayalım, Yavaş Ebeveyn Olalım!

Yavaş Ebeveyn olabilmek şehir hayatında gerçekten çok zor. Sabah kalk soyun-giyin koş koş... Kaçınılmaz, ardı ardına gelen rutinler, başka hayat telaşları ve ebeveynlikle beraber miniğimizi de kattığımız "hadi hadi" lerle geçen koca günler. Evet "koca" günler diyorum ama bize hiç gibi gelen günler. İş-ev-yemek-alışveriş-çocuk-sosyal hayat, ve çocuk uyuyunca ne yapacağını bilemeden evin içinde gezen anneler, babalar.. Bu halde yavaşlamak mümkün mü?

2,5 yaşında kızı olan, doktora tezini yazmaya çalışan araştırma görevlisi bir anneyim, Ankara gibi büyük bir şehirde yaşıyorum. Kızım küçük ama yaşına göre her bir şeyi öğrenmeli, onu da yapmalı bunu da yapmalı, çizgi film izleyecekse ingilizce izlese daha iyi (iç ses: bu kadar kasmasan mı).. Eyvah büyükannemizin kolu kırıldı: Ve 1.5 yıldır bizimle ilgilenen anneannemiz büyük ananenin yanına gider ve başlar kreş arayışları, öyle mi olsun böyle mi olsun, büyük mü olsun butik mi olsun, ingilizce olsun mu gerek var mı? herkesler var diyor, sende de olsun, sonra özel okul düşünmek gerek, çağımızda önemli azizim, bir şekilde harcayacağız eğitime parayı ne için kazandık, hem eğitimden önemli ne var ya....Arkadaşım Pınar Mermer'in kitabı Yavaş Ebeveynlik'i tam da benzer duygular hissettiğim bir zamanda okudum. Keşke daha önceden okusaymışım ama zamanlama da çok iyi oldu!

Bu kitap beni yavaşlattı, Pınar'ın kendi sorgulamalarıyla sorguladım kendimi, aslında beni de dürtükleyen iç sesimi daha çok dinlemeye başladım yeniden, yavaşladım, nefes almaya çalıştım..

Akademik çalışma hayatı, normal işlere benzemez, başkalarına göre hep daha rahatsınızdır (onlara sorsanız), ama 9-5 değildir mesainiz, kafada yapılacaklar listesi, not alınmış yapılacaklar, eve alıncaklarla birleşince lahanayı kasapta ararken buluverirsiniz kendinizi (balıkçı yeşillik satıyor ya kasap niye lahana satmasın, olabilir yani =) Eve gelince başlayan ikinci mesaiden sonra 3. mesaide (çocuk uyuyunca) acaba 2 satır okuyup yazabilir miyim diye planlarla geçer akşam yemeği bazen... Niye hayatı bu kadar çekilmez kılalım ki...

İşte tam da 3 mesainin arasına sıkışıp kalmışken, 1,5 senedir evde bakılan kızıma aralarda telden evde yapılacak güzel etkinlikler aramaktan kreş aramaya geçmişken, acaba bu sefer yetebilir miyim her şeye birden diye düşünürken, imdadıma yetişti Pınar =)

Kitabı okurken hissettiklerimi unutmamak için not aldım, benim için değerliydi, içime sinmeyen işleri ayırt etmeye yarayan iç sesimi başkaları yerine daha çok dinlemeye başladım, benim için değerliydi, ve en önemlisi kendime geldim yavaşladım...

Pınar Mermer, üniversite yıllarında beraber okuduğum, ders aldığım, şarkı söylediğim, eğlendiğim bir arkadaşımdı. Yıllar sonra kitabını okuduğumda çok mutlu oldum. Hem farkındalık yaratma potansiyeli çok yüksek bir kitabı okurlarla paylaştığı için, hem ebeveynlik meselesine bu taraftan da baktığı için, hem de kendi adıma bildiğim ama hayat ve ebeveynlik rutininde unutulabilen birçok şeyi bana  hatırlattığı için...

Kendinize de pay çıkarabileceğiniz bir çok hikaye de görebileceğiniz Pınar'ın kitabında, satır aralarını da kaçırmayın bence, üstünüze de alının her bir şeyi, beğenmezseniz geri atarsınız... Ama okuyunuz bence, listenize ekleyiniz, özellikle kendini kaygılı bulan hisseden ebeveynlere ve adaylara tavsiyemdir. Ha bir de unutmadan 2. si çıkmış, haberiniz ola ;)