27 Şubat 2014 Perşembe

Oyuncaklar ve Oyuncak Seçimi

Oyuncak alırken nelere dikkat etmeliyiz? Oyuncakçıya bebeğimizi götürmeli miyiz? Eğitici oyuncak nedir? 
Bu sorular benim hep kafamı karıştırırdı ama zamanla araştırıp ordan burdan bilgi kırpa kırpa bu konuya da kendimce açıklamalar getirdim.

Oyun oynamak, etkinlik yapmak ve oynanan oyuncaklar çocuğun gelişimi için elbetteki çok önemli. Bizim doktorumuz 0-6 aylar arasında en önemli oyuncak annesi (bakımveren kişi) olarak sensin demişti. Ben de bu yüzden ilk 6 ayda oyuncak pek düşünmedim. Yumuşak çıngıraklar ve monozebra kartları* (siyah beyaz hayvan kartları) dışında konuşarak ve şarkı söyleyerek aktivite dakikalarımızı/saatlerimizi geçiriyorduk.

Oyuncak bir bebeğin gelişimi için yararlı olabilen,  eğlenmesini ve iyi vakit geçirmesini sağlayan, zaman zaman onu gerçek hayata hazırlayabilen, bebiklerin boyutuna uygun nesnelerdir. Bence, bebeğimizi eğlendiren ve uzun süre etkili (bir kez bakıp kenara atılmayan) oyuncaklar ve oyunlar her zaman yararlıdır. Ama ben yine de oyuncak alırken, işlevsellik kuralını unutmuyorum. İşlevsellik kuralı, oyuncağın tek bir parçadan oluşmaması ve farklı alanlarda ve oyunlarda kullanılabilmesidir. Bir diğer unutulmaması gereken kural ise, oyuncakların hepsinin ortada olmaması, montessori yaklaşımında önerildiği gibi mümkün olduğunca sade  bir oyun alanı olması ve oyuncakların belli aralıklarla değiştirilmesidir. Ayrıca, aile bütçesine de fazla yüklenmemek de önemli diye düşünüyorum.

Okuduğum kadarıyla, Montessori Yaklaşımı'nın en temelinde, eğer çocuk yaşına göre günlük aktivitelerini ve günlük gereklilikleri yaparsa oyuncağa ihtiyaç duymayacağına dair söylemler var. Sanırım modern eğitim anlayışında en çok eleştirilen noktalardan biri bu. Açıkçası benim de tek eleştirdiğim nokta. Bence oyuncaklar ve oyuncaklarla oynanan oyunlar bir çocuğun yaşamında çok önemli bir yere sahip. Ama Montessori felsefesi, bir yerden oyuncak meselesine şöyle göz kırpmış: Doğal materyallerden yapılmış oyuncaklar çocuklar için iyi olabilir =) Ben de mümkün olduğunca ahşap vb. oyuncaklar seçmeye çalışıyorum, zaten farklı kaynaklardan edindiğim bilgilere göre çocuklar plastik oyuncaklardansa doğal malzeme oyuncakları daha çok tercih ediyorlar.

İnternette farklı bebek sitelerinden indirimleri takip ederek oyuncak bulduğum gibi, bir sosyal paylaşım sitesinde tanıştığım OYUNCAK ANNESİ netten oyuncak alışverişimizin de biricik adresi.

Oyuncak annemizden aldığımız kimi oyuncaklarımız ise şöyle:




* Monozebra kartları: 0-12 ay arasında önerilen ve zeka gelişimine katkısı oduğu iddia edilen kartlar, biz kullandık oynadık hikaye anlattık, sonra bizden küçük kardeşlerimize verdik. Tavsiye ederim.

25 Şubat 2014 Salı

16 Aylık Bebekler Neler Oynar?

Kızım 17. Aydan gün almaya başladı. Bu yazımda, bu dönemde kızım hangi oyuncaklarla oynuyor ne tür etkinlikler yapıyor onlardan bahsedeceğim.

*Renkli kalemlerle karalama yapmak: Asya, kontrol altında olmak şartıyla =) 11. ayda kalemle tanıştı. 12 aylık olduğunda Crayola'nin 12 aylıklara uygun olan yıkanınca hemencecik geçen, çoğu yüzeyde silinince temizlenebilen (önemli bir ayrıntı) kalemlerinden aldım. İlk zamanlar arada bir karalama yapsak da en sevdiği şey kalemleri kutuya dizip çıkarmak, kavanoza koymak ve bu işlemi defalarca tekrarlamaktı. Son 3-4 haftadır, renklerle karalama yapmak çok hoşuna gidiyor. Çok fazla vaktini, masası başında defterinin karalayarak ve bize resim çizdirerek geçiriyor. Ama yazıların SADECE defterlere yazılması konusunda zaman zaman mücadelemiz sürüyor =)



* Ahşap Bloklar: Ahşap bloklardan yaptığımız kuleleri ilk zamanlar sadece bozmakla yetinirken, artık kendi de kule yapmaya çalışıyor. Ama hala en büyük zevki dev kuleleri yıkmak =)

*Mıknatıslı yazı tahtası: Bu tahtaya da yazıp çizmeye bayılıyor. Henüz mıknatıslı aparatlarıyla resim yapamasa da tebeşirlerle yazı tahtasını çok seviyor.

*Kuklalar: Parmak kuklalar, el kuklaları ilk aylardan beri en favori oyuncaklarımız.  Asya, artık tahtalı kuklamızı da bizi taklit ederek oynatmaya çalışıyor. Bu foto pek net çıkmasa da aslında Asya kuklasına yerde dans ettirmeye çalışıyor =)
*Suda ponpon yakalamaca: Bir kap suya attığımız küçük popnponları süzgeçle yakalıyoruz, sonu biraz ıslak bitse de Asya uzun süre etkinlikle ilgileniyor. 
*Oyun hamurları: 2 renk oyun hamuruyla oyun hamuru olaylarına girştik. Başından kalkması güç olduğu için (çünkü Asya çok sevdi) henüz arada bir oynuyoruz ama renkleri karıştırabiliyor. Belki baştan tek renk hamurla başlamak daha doğru olabilir.
Tüm bunlar dışında, Asya çamaşır asmayı, benimle birlikte bulaşık makinesini boşaltmayı, kendi küçük viledasıyla yerleri silmeyi çok seviyor. Yapabileceği oranda gerçek hayat becerilerini teşvik etmek, kendini yeterli ve yetkin hissetmesini için oldukça yararlı ve işlevsel. 

20 Şubat 2014 Perşembe

Hayatımızda ve evimizde çocuğumuza yer açmak...

Anne olmadan önce öğrendiğim ve üzerine düşündüğüm bir şey vardı: Ailemize yeni bir üye katılırsa hayatımızı ona adayıp evimizi bu yeni katılımcının hizmetine sunmaktansa, hayatımızda ve evimizde ona yer açmalıyız. Üniversitedeyken, Çocuk Psikolojisi alanında uzman hocalardan Prof. Dr. Ferhunde Öktem'in bu noktaya değinen bir konuşmasını izlemiştim ve aklımda yer etmişti. Ben bunu, hem ruhsal hem fiziksel tüm hayatımızı çocuğumuza adayıp öyle hareket etmektense, çocuğumuzun kendi boyutunda bir düzen sağlayıp, gerekli sınırlar koyup, gereksiz fedakarlıklardan kaçınmak olarak yorumlamıştım. Bu etkileyici ama biraz yuvarlak lafları nasıl hayatımda uygulayabileceğimi bebeğim daha dünyaya gelmeden düşünmeye başladım. Hem fiziksel çevreyle hem de manevi dünyamızla ilgili olan bu yaklaşımı öncelikle bebeğime göre evimiz nasıl olmalı diye düşünerek değerlendirmeye giriştim.
Bu noktada montessori yaklaşımı yine imdadıma yetişti ve bir ev bebeğe göre nasıl düzenlenir montesorri yaklaşımı çerçevesinde incelemeye başladım.
















Yukarıdaki örneklerden ilki montessori yaklaşımına göre oturma alanında 6-18 aylık bebekler için oyun alanı düzenlemesine, sonraki 2 foto ise bebek odası düzenlemelerine örnek olarak bulduğum fotolardan. Montessori yaklaşımında, evin her alanında bebiklerimize ait kısımlar ve kullanabilecekleri eşyaların onların boyutuna uygun olması vurgusu vardı. Oysa ben çoktan daha kızımız doğmadan aşağıdaki gibi pek moda odalardan almış ve bir güzel dekore etmiştim.

Önce çok moralim bozuldu ama sonra kendime geldim =) Elimdeki malzemeleri bebeğimin kullanacağı hala nasıl getirebilirim bunu düşünmeye başladım. Yer yatağı meselesini, yatağının önüne babaannemizin yaptığı bir yatak atarak çözdüm, ama kızım bu yatakta henüz sadece gündüzleri uyuyor. Çünkü geceleri aşırı hareketli uyuduğu için hala park yatakta yatıyor. Gardrobunda da bir iç düzenlemeye giderek, dedemizin de yardımıyla Asya'nın boyutunda bir elbise askılığı oluşturduk. Oturma odasında da Asya'ya uygun bir köşe yaptık.
Yukarıdaki foto bizim köşemiz. Asya köşesini, çekmecelerini karıştırmayı çok seviyor, çoğunlukla köşesinde oynuyor. Böylece hem oturma odasında kendine ait bir alan olduğunu hissettiğini düşünüyorum hem de bizim yaşam alanımız daha az dağılıyor.



















Montessori yaklaşımı çevre düzenlemesine çok önem veriyor. Çünkü
bağımsız ve kendine seçenekler yaratmayı bilen çocuklar yetiştirebilmemiz için bu en önemli koşul olarak ileri sürülüyor. Bu konuda ordan burdan kırpıp bir araya getirdiğim bilgileri şöyle sıralayabilirim:

Nasıl bir oda
Sade, düzenli ,giysilerine ve oyuncaklarına kolaylıkla ulaşabileceği düzende bir oda
Nasıl bir çevre
Evin her odasında mümkün olduğu ölçüde onların boyutuna göre alanlar olması
Mutfak
Buzdolabında onlara ait bir raf, onlara ait çekmeceler, hatta onlara ait çekmecelerin içinde kendi tabakları bardakları ve çatalları
Banyo/Tuvalet
Ellerini yıkarken lavaboya ulaşabileceği bir tabure edinmek, kendi havlusunu asabileceği bir askı hazırlamak.
Yeme alışkanlıkları
Yemek konusunda model olmak
Birlikte aynı saatlerde ve aynı şeyleri yemek (ben 8. aydan beri genellikle hepimiz için pişiriyorum, Asya'ya ayrı yemek yapmıyorum)
Kendi kendilerine yemeyi teşvik etmek
Yemek için veya bir lokma daha diye peşinden koşmamak, oyun oynarken yemek yemek yerine tv siz ve kendi sandalyesinde oturduğu birlikte bir yemek
Kişisel Bakım
Yaptıklarını takip etmek yerine, birlikte yapmak
Örn: banyodan sonra ayna karşısında birlikte saç taramak
TV
Kontrollü TV ve teknoloji kullanımı.
Ortak yaşam alanları
Kendi boyutunda bir palto askısı
Kendi ayakkabıları için kendi boyutunda bir yer vs.

19 Şubat 2014 Çarşamba

Montessori Eğitim Yaklaşımı ile Nasıl Tanıştım? Neler Okudum?

Kızım 16 aylık,

İsmi Asya. Yaklaşık 7 aydır Montessori Eğitim yaklaşımı ile ilgileniyorum. Bu yaklaşımın farkını, neler içerdiğini okuyup öğrenerek anlamaya çalışıyorum. Vakit buldukça bu konuda yazmaya çalışacağım. Bir giriş yazısı olarak bu konuyla nasıl ilgilenmeye başladığımı ve şimdiye kadar kendi adıma Montessori Yaklaşımını öğrenmek için neler yaptığımı anlatayım.

Psikoloji öğrenimin süresince (ki halan devam ediyor, ömürlük diye düşünüyorum =) insanın ruhsal gelişimi ile ilgili olarak öğrendiğim en önemli şey şunlar oldu.

1) Bir kişi bebeklikten itibaren onu koşulsuz sevecek insanlara ihtiyaç duyar. Bu, kişinin gelişimi için ihtiyaç duyduğu "aidiyet hissini" (sense of belongingness) besleyen en temel öğedir.
2) Bir kişi doğduğu andan itibaren, yine gelişimsel yaşına uygun olarak "yapabilirim hissi"ne (feeling of mastery) ihtiyaç duyar.

Aidiyet hissini, zaten hazır ve nazır olan annelik içgüdülerimizle bebeğimizi sonsuz severek sağlayabiliriz belki... Bebiklerimizden, sevgimizi ve şefkatimizi esirgemeden, onların bizim için ne kadar özel olduğunu ve bu dünyada varolmalarının ne kadar anlamlı olduğunu hisseettirmemiz çok önemlidir. Ama gelecek nesillerimizin kırılgan ve şişirilmiş bir özgüvene sahip olmaması için, daha ziyade ayakları yere basan bir şekilde gelişebilmeleri için, çocuklarımıza "bizim ailemiz" için önemli ve özel olduklarını hissettirirken, TÜM DÜNYANIN aynı görüşte olmayabileceği mesajını da vermeliyiz. Yani bebeğimizi severken söylediklerimiz, seviş şeklimiz de çok önemlidir. Vereceğimiz mesajlar çok anlam içerebilir, bunun için de satır aralarında "sen, baban ve benim için çok önemli ve özelsin ama başka ailelerin de kendi bebekleri önemli ve özeldir" mesajını  bir şekilde iletmeliyiz.

Ama, kişinin her yönden sağlıklı gelişimi için gerekli olan "bir şey başarma arzusunu" ve "yapabilirim hissi" ancak sistemli bir yaklaşımla sağlansbilir diye düşünüyorum. Çünkü gereksiz ve fazladan başarılı olma hissi de çocuk için farklı sonuçlar doğurabilir. Bunları bilen bir anne olarak, montessori yaklaşımının, çocuk gözünden dünyaya bakan felsefesi, çocuğun bağımsızlığı ve kendiliği üzerine kurulu temelleri beni hemencecik içine çekti. Montessori methodunun izlerini taşıyan her türlü etkinlik ile kızımın ölçülü düzeyde "yapabilirlik hissi"ni karşılayabileceğimi düşündüm.

Montessori methodu aynı zamanda çok pratik bilgiler veren ve neyin nasıl yapılacağına dair çok fikir veren bir eğitim yaklaşımı olduğundan hemen araştırmaya giriştim ve yurtiçi-yurtdışı bir çok annenin bloglarını okumaya başladım, farklı sosyal paylaşım sitelerinde gruplara katıldım, hemen yaşadığım şehirde bir oyun grubu oluşturduk ve bununla ilgili kitaplar alıp, bebiklerle yapılabilecek etkinlikler ile ilgili kaynak bulma işine giriştim.

Okuduğum ve okumakta olduğum ve memnun kaldığım kitaplar ise:

Eylem Korkmaz'ın kitabı eğitim yaklaşımı olarak Montessori methodunu anlatıyor ve felsefesine de yer veriyor. En alttaki Tim Seldin'in kitabı ise iyi organize edilmiş ve başlık başlık anlatan, çok fazla pratik bilgi içeren, etkinlik önerileri olan bol görselli bir kitap. Ortadaki kitap ise etkinlik kitabı, bu kitapta birçok etkinliğe yer verilmiş ama etkinlikler için yaş aralığı belirtilmemiş, sadece bu yanı kötü.

Benim en sıkıntı çektiğim konu bebeğin kaç aylık olduğuna göre 0-3 yaş arası "aylığına" uygun etkinlik bulmak oldu. Bu  yüzden yaptığımız etkinlikleri arşivliyorum, ve başka annelerden öğrendiğim etkinliklerle beraber etkinlik takvimleri oluşturmaya çalışıyorum. Bunları da zaman buldukça paylaşacağım.

Başlarken...

Merhaba,

Ben psikolog ve akademisyen bir anneyim. Anne olduktan sonra, henüz "araştırma görevlisi" olduğumdan herhalde, bebeğim ve ailem ile alacağım her türlü kararla ilgili fazlaca araştırma peşinde koşan biri haline geldim  =) Belki de sadece annelik hallerindendir =)
Benim gibi bir çok annenin bloglarını, farklı forumlarda paylaşımlarını okuyarak çok bilgi edindim şimdiye kadar... Ve okuduğum uyguladığım her şeyi ben de paylaşmak istedim... Çocuk büyütmek kolay değil, bir de bunu iş edinirseniz daha da zorlaşıyor... Ama paylaşarak ve öğrenerek bunu kolaylaştırabilir anneler diye düşünüyorum...
Her anne çocuğu için en iyileri ister, bu anneler için doğal bir istek... Ben de isterim elbette ama çocuğumda kendimi gerçekleştirmek isteyen bir anne değilim. Ama,  henüz 16 aylık olan kızımın vicdanlı, doğayı ve insanı seven bir kişi olmasını ve bu hayatta gerçekleştirmek isteyeceği bir amacı olmasını istiyorum... Sağlığı huzuru yerinde olsun, sevdiği mesleği yapsın, illaki para kazanır, onu seven arkadaşları olsun, ve güzel bir aşkı olsun bana yeter... Yine çok şey mi istedim acaba...? =) Bunun için de bir anne olarak ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyorum...