23 Aralık 2015 Çarşamba

38. Ayda Neler Yaptık..

Bu ay farklı olarak neler yaptık hemen sıralayalım:

Köpüren Ay kumu: 1 bardak un, 1 bardak karbonat, 1/4 bardak ayçiçek yağı/bebe yağı, kaşığın ucuyla gıda boyası konulmuş bolca sirke. Şırıngayla renkli sirkeyi un-karbonat-yağ karışımına yavaş yavaş fışkırttık. Sürekli köpüren 1 saatten fazla eğlence =) Hassasanne'den öğrendiğimiz bu etkinliği sirkeyi bol buldukça yapmaya çalışıyoruz =)


Kendi kendine sonbahar Aktivitesi =) Kızım ormandan topladığımız kuru yapraklarla kendisi hazırlamış bunları. Elbette daha önce benzerlerini yapmıştık. Ama böyle kendi teşebbüsünü görmek paha biçilmez.
NOT: havlu kağıt ruloları da kurumuş ağaç gövdeleriymiş =)
Prenses Aktiviteleri: Kızımın prensesçilik işlerine olan ve artarak devam ilgisi bu konuda etkinlik arayışımı arttırıyo tabiki. Kartonlardan kes-yapıştır şeklinde yaptığımız Prenses Sofia şatosu ve prensesleri bir kaç kez tekrar yaptık. Sadece prensesçilik değil şekil de çalıştık ;) Havlu kağıt rulosundan yaptığımız rapunzel kulesi ise şu an en popüler oyuncağımız. Evciliklerin vazgeçilmezi =)



Buz eritme Deneyi-Şirin baba ve küçük kız Suziyi kurtarma operasyonu: Buzdolabı poşetine su koyup şirin babayı ve küçük kızı ayrı ayrı dondurdum. Sonra şırıngayla sıcak su fışkırtarak yavaş yavaş onları kurtardık.

Elektrik bandıyla resim yapmaca: Elektrik bandı farklı şekillerde kağıda yapıştırılır, etrafı boyanır ve sonra çıkarılır. Hooop harika resimler, şekiller.


Tuvalet kağıdı rulosuyla resim yapma: Rulo parçalara ayrılır, farklı renklerle boyanır. Bu etkinliğimizi de adın bilmediğim ama instagramda takip ettiğim bir anneden öğrendim. Çok eğlendik =) Üstelik perfect bir çiçek yapmak ayrıca hoşuna gitti =)


Ayın notu: Cinsel kimliklenme yaşıyla beraber sürekli etek ve elbise giyme arzusu, prenses olma hayali, bir masalda yaşıyormuş gibi oyunlar çok arttı bizim evde. Her şey tamam ama sürekli kıyafet seçimi konuları sabah evden çıkmaları oldukça olumsuz etkilese de üstün sabır performansı ve üstüne gitmeme yöntemleriyle (bazen çaresiz de kalınabiliyor) aşılmaya çalışılıyor =) Ama prenses annelerine sesleniyorum yalnız değilsiniz =)



12 Aralık 2015 Cumartesi

ÖDEV MEVZULARI: Ödev çoksa çocuk ne yapsın? Ya ebeveyn?

Ödev yapmak, yaptırmak, çocuklarla ödev zamanını sakince (!) geçirebilmek ile ilgili konular her zaman güncelliğini koruyor. Artan özel okullar, eğitimde kalitenin yükselişi(!) ve özel okullarla yarışmaya çalışan devlet okullarının ödev anlayışıyla beraber konu giderek hassaslaşıyor. İlkokul çağında çocuğu olan ebeveynlerden de uzmanlara, öğretmenlere özellikle ilk yıllarda mutlaka şu soru geliyor: Ödev yaptıramıyoruz(!), ne yapsak?
Bu yazıyı internette dolaşan ağlayarak çizgi çizmeye çalışan bir kızın videosunu izledikten sonra yazmaya karar verdim. Belki, henüz 3 yaşında bir çocuk annesi (ama alternatif ) olarak hariçten gazel okuyor olabilirim. Ama okuduğum, bildiğim ve inandığım noktaları paylaşmak istedim. Konuyla ilgili yorumları da heyecanla bekliyorum. Devamı Alternatif Anne'de tıklayınız.

24 Kasım 2015 Salı

37. Ay Etkinlik Raporu

Bu ay eşimin iş seyahatine gitmesinin de etkisiyle epeyce inatlaşmalar ve gerginliklerle geçti. Anne, bu yaş çocuğuyla hiçbir koşulda inatlaşılmaması gerektiğini tekrarlı örneklerle anladı =) Özellikle bizdeki durum gibi evde stresi artıracak durumlar da varsa anlaşma sağlanamayan konularda inatlaşma hiç bir şeyi çözmüyor. Önce "hayır" deyip sonra "tamam tamam" diyerek tutarsız da olmadan, ufak tavizlere boyun eğmeyi öğrenmek gerek. Kriz anlarında; kısa cümleler, bilgi verme, "tamam o zaman 5 dakika sonra uykuya gideli" diyerek ufak tavizler, sonsuz sabır içeren oyunlarla yumuşatmaya çalışma ve en önemlisi kaçınılmaz olarak bir kriz yaşandıysa ardından hemen duygu ifadesi içerikli barışma anları çok çoook çok önemli. Peki biz bu ay evde neler yaptık: Çok fazla boyama işlerine daldık yeniden, sonbaharı bol bol gözden geçirdik. Ve bolca sayı çalışmaları..
Sonbahar yaprakları toplamaca ve kağıda yapıştırmaca: 

Ormandan topladığımız kozalakları boyamaca: Bu etkinliği çok seviyoruz. Her ormana gidişimizde yeni kozalaklar ediniyoruz. Evimizin her yeri kozalak dolduysa ne yapıyoruz? =)


Farklı boyama Etkinlikleri: Boya olarak parmak boyası kullandık. 
Tuvalet kağıdı rulolarını farklı kalınlıklarda yarıya keserek değişik kalıplar elde ettik. 

Oyun hamuru merdanesine çapraz olarak yün bağlayıp baskı çalışmaları yaptık.

Kulak çöplerini eski bir havan sopasına lastikle bağlayıp başka bir baskı-boyama aparatı yaptık.

Yine kulak çöpleri çalışması
Sayı çalışmaları: Sayı çıkartmaları bu etkinlikleri için çok uygun Kartona kutucuklar çizip her birine bir sayı yapıştırdık, ardından kutudaki sayı kadar birbirinin aynı çıkartmalardan. Bu çalışmayı o kadar sevdik ki tüm sayı çıkartmalarımız bitene kadar yaptık.




Sayı kartonlarına mandal takmaca 

Farklı örüntü çalışmaları: elbette bir etkinlik yapılır diye alınıp evde duran renkli dondurma çubuklarıyla anne oturur faklı örüntüler çizer, çocuk da renkleri ve örüntüleri takip eder.


Ayın notu: Kendini kontrol etmeyi öğretmeye çalıştığımız miniklerimiz kurallara uymakta zorlanıyor çoğu zaman ama onları boğmadan sınır koymak zorundayız. Neyi yapamayacaklarını stresli kriz anlarındansa sakin zamanlarda dile getirerek sınır koymaya çalışmak  daha sağlıklı olabilir kimi zaman. Sınırları belirlemek için hiç bir zaman geç değildir ve çoğu sorunun çıkış noktası olduğu için her zaman en önleyici tutumdur. Her zaman çocuğun yaşını gözetmek gerektiğini de unutmamalı. Sağlıcakla.

23 Ekim 2015 Cuma

36. Ay Etkinlikler

Bu ay itibariyle 0-3 yaş aralığından, 3-6 yaş aralığına geçmiş bulunuyoruz. Bu geçiş birçok gelişimsel farklılığı kapsadığı gibi sinema/tiyatro gibi etkinliklere daha çok katılımı sağlayan başka bir katılımın başlangıcı. Onun dışında geçtiğimiz günlerde yaşadığımız hazin olayların etkisindeyim henüz ben. Tabi ki bu duygu durumunu etkileyen olaylar ev yaşamına ve çocuğa da yansıyabiliyor. Bu durumlarda neler yapılmalı, daha büyük çocuklar ve olaylarla ilgili sorulan sorulara verilecek yanıtlar pek tabi daha kapsamlı yazıların konusu. Ama duygu paylaşımının ve geçiştirmeden çocuğun yaşına uygun yapılacak açıklamaların önemini vurgulamadan geçemeyeceğim.
Bu ay geçen aylardan farklı olan bir kaç etkinliği paylaşalım.

Parmak boyasıyla tuvalet kağıdı rulosu baskısı: Gün geçmiyor ki biriken tuvalet kağıtları işe yaramasın =) ruloyu çeşitli şekillere getirerek veya sadece yuvarlayarak basit bir etkinlik elde etmiş olduk.


Simli Yapıştırma: Etkinliğin adını koyamadım. Kağıda kelebek çizdim, prit sürerek yapışkan bir yüzey edip üzerine renkli simler döktük. Bir süredir kartondan yaptığımız kelebek kanatlarıyla gezen kızımın çok hoşuna gitti.


Bu etkinliğin malzemeleriyle beraber hazır halini ise bir arkadaşım hediye getirdi. Tekrarlamış olduk.

Tuval çalışması: Belki erken olabilir biraz ama akrilik boya ile minik bir tuval hediye gelince biz de hemen boyadık. Akrilik boyaları ikimiz de çok sevdik. 

Şekilli Kesme/Makas Kullanımı Devam: Makas kullanımına 2. aşamaya geçerek çizdiğimiz şekilleri kesmeye çalıştı Asya.



Ayakkabı kutusundan bebek evi: Evciliksel oyunları çok seven Kızımıza babasıyla basit bir bebek evi yaptık. Bu işi gözünde büyütenler için diyorum sadece ayakkabı kutusu ve kapağını kullandık. Ama çok mutlu oldu. 



Orman ne güzel ne güzel: Bir grup arkadaşımızla son 3 haftadır her hafta sonu 2-3 saatimizi ormanda ya da açık alanda geçiriyoruz. Çocuklarla etrafı geziyoruz, keşfediyoruz. Böyle bir imkanınız varsa hafta sonu BİRLİKTE bir şeyler yapmanın en iyi yollarından biri olduğuna inanıyorum. 

Ayın notu: Bu ay kızımın 3. doğum gününü kutladık. Dostlarımız ve arkadaşlarımız bizi yalnız bırakmadı ve hep birlikte güzel bir gün geçirdik. Ama artık aklı fikri epeyce yerinde olan 3 yaşındaki miniğimiz herkese hediye sordu. Hunharca hediye paketlerini açtı. Evet mutlu oldu. bir çocuk olarak şımarma hakkını sonuna kadar kullandı. Etrafta olan diğer doğum günü partilerine gidip gördüğü için de herkesin hediyeler getirdiği pastanın üflendiği bir parti zaten onun beklediği olandı. Ama bu partilerde hep içime sinmeyen bir yer oluyor. İnsanların bir araya gelmesi için güzel bahaneler bu özel günler. Ve herkesin ihtiyacı olan önemli ve değerli hissetme arzusunu bir nebze tatmin eden güzel paylaşımlar. Ama belki daha anlamlı geçirmek için daha yaratıcı düşünmek gerek. Aile içinde kutlanacak mütevazi partiler de pek tabi bir alternatif olabilir. Ama başka partiler görüp beklentileri artan çocuklar için daha yaratıcı, tüketimi odak almayan daha güzel kutlamalar da organize edilebilir. Düşünülesi...

28 Eylül 2015 Pazartesi

34. ve 35. Ayda Neler Yaptık

Tatil, bol güneş, sulu etkinlikler vs. derken neredeyse yazın sonuna geldik. Bu yaz, ülkece gündemimiz savaştı! He ne kadar uzak gibi gelse de kapımızın dibinde yaşananlar ve hiç yokmuş gibi çocuklarımıza yaşatmaya çalıştığımız hayatlar bazen büyük çelişkilere yol açabilir. Ailelerin politik görüşleri ne olursa olsun, çocuklar barışı ve tüm etrafta olup bitenlere karşı tutumlarını ilk evde/ailede edinirler. Konuşulanlar, eve gelenlerle edilen muhabbetler, haberlere yapılan yorumlar hep kulaklarına çalınır, zihinlerinde bir yerlere yerleşir ve gerekli olunca birleşip çıkarlar ortaya. En olumsuz tutumları hemen öğrendikleri gibi, barışı ve önemini de yine ilk öğrenme yeridir. Çocuklarımız etrafta olup bitenlerden bir şekilde haberdardırlar veya büyüyünce hatırlayabilirler. Eğer çocuklarımızın geleceğinde barış ve huzur olsun istiyorsak özellikle onların yanında düşmanca söylemlerden kaçınmalıyız ve onlara anlayacakları bir dilde düşüncelerimizi anlatabiliriz. Tabi ki 3 yaşındaki çocuğumuzun zihnini ülke gündemi ve iç karışıklıklarla doldurmamalıyız. Ama büyüyene kadar da gerçeklerden uzak tutamayız. Ben de geçtiğimiz aylarda, büyüyen ve fikir edinmeye başlayan kızımla ara sıra böyle konuları konuştum. Empati üzerine konuşmaya başladık. Çocuğumun sürekli başkalarının ne hissettiğini düşünüp, sadece buna kafa yormasını istemem elbette ama halden anlayan, karşısındakinin içinde bulunduğu durumu görebilen bir kişi olmasını isterim. Empati eğitimi kimi ülkelerde çok erken yaşlarda başlıyor ve eğitim sisteminin içinde yer alıyor. Umuyorum ki gelecek nesiller bizim ülkemizde de böyle yer aldığına şahit olabilir. Tüm bunların yanı sıra geçtiğimiz 2 ayda neler yaptık diğer aylardan farklı olarak biraz da onlardan bahsedelim:

Tuvalet Kağıdı Rulosu Boyama: Bu ay en çok değişik nesneleri boyadık. rulo en kolay ulaşılabilenler arasında.

Taş Boyama: Tatilde, memleketten vs. topladığımız taşları boyadık (Hatta sürekli yıkayıp yeniden boyuyoruz).


Meyve Salatası Hazırlama: Asya çok erken aylardan beri yaşına uygun bıçaklarla çalışıyor. İlk kez meyveleri de kesen bıçakla tanışıp yoğurtlu meyve salatası yapınca bunu her gün yapmak istedi. Büyüklerin yaptığı işlere özenmekle hayatı öğrenen minikler için böyle işler hem öğretici hem de eğlendirici hem de özgüven besleyici oluyor. 


Keçeden giysilerle giysi değiştirme oyunu: Bizi takip edenler bilirler keçeden temsili kıyafetlerimizi çamaşır asma etkinliği için çok önce yapmıştım. Şimdi onlara bazı eklemeler yapıp yine ev yapımı anne ve bebek koalanın gardrobu olarak kullanıyoruz. İç çamaşırları da dahil sürekli giydirip çıkarıyoruz. Şimdilerde kimi etkinlik kitaplarında da çok yaygın olarak bulunan, benim çocukluğumda da gazetelerin verdiği bir oyundu bu. Asya için oldukça oyalayıcı ve eğlendirici =)

Kilim tasarımı, örüntü çalışması: Halı-kilim Asya'nın okulunda bir haftanın konusuydu. Oradan esinlenerek biz de kilim tasarladık. Asya kendine göre bir örüntü oluşturdu =) 



Deniz Kıyısı Duyusalı: Tatil dönüşü tabi ki evdeki peluşlarla sürekli denize girme oyunu oynanıyordu. Ama maviye boyadığımız pirinçlerle deniz duyusalı çok populer oldu, oynamalara doyulamadı. 


Pastaaaa: Oyun grubundaki ikiz arkadaşlarımız için bir pasta yapım atölyesi düzenledik. Çocuklar bu etkinliğe hem çok ilgi gösterdiler, hem de çok eğlendiler. Malzemelerin birazını yediler, birazını pastaya kattılar ama güzel oldu =)


Ayın Notu_Doğa-Bağ-Bahçe-Yürüyüşler: Uzun yaz tatilinde hem anneanne hem de babaanne memleketlerinde bolca vakit geçiren Asya en çok dışarıda zaman geçirdi. Güneşten yararlanma koşullarını unutmadan çocukların dışarıda geçirdikleri zamanı arttırmak hem uyku düzenlerini hem yeme alışkanlıklarını hem de huysuzluk sınırlarını =) olumlu etkileyen çok kolay etkinlikler. 






5 Ağustos 2015 Çarşamba

Eyvah, annem seyahate gidiyor!

2,5 yaşındaki kızımdan ilk kez ayrılarak yurt dışında bir konferansa gittim. Tabi ki annenin düzen içinde sürüp giden hayat denkleminden bir anda çıkması ciddi bir dengesizlik ve huysuzluk sebebi oldu. Bizim evde genelde baba seyahate gider ve kızım az da olsa bu duruma alışıktır (babası gitse de çok özleyip çok tepki veriyordu ve dönünce epey çektiriyordu!). Peki böyle dönemleri en az hasarla atlatmak için neler yapmalı? En azından ben neler denedim? Devamı Alternatif Anne'de, tıklayınız.

15 Temmuz 2015 Çarşamba

32. ve 33. Ay Etkinliklerimiz..

2 aydır kreş-hastalık-iş yoğunluğu-seyahatler vs. nedeniyle 2 ayımızı birleştirerek karşınızdayım. Tam da pek yeni şeyler deneyemedik mi derken fotolara bakınca öyle çok da boş geçmemişiz =) Yine bayram seyran ziyaretlerine vs. gideceğimiz için şimdiden yazayım istedim. Kreşle ilişkilerimiz çok iyi gidiyor ve Asya epeyce alıştı. Son iki aydır cinsiyet farklarını daha çok ayırt etmeye başladığından mıdır kreşteki arkadaşlarından öyle gördüğünden midir daha çok elbise giymek, daha çok balecilik (! =) oynamak, daha çok prensesçilik işleri peşindeyiz. Gelelim geçen aylardan farklı etkinliklerimize:
*Kart hazırlama: Hazırladığımız küçük kağıtların içine boya sürüp ikiye katlamak suretiyle sevdiklerimize renkli kartlar hazırladık. Oluşan şekilleri değişik nesnelere benzetmeye çalıştık.



*Evciliksel Matematik: 6 dilimli pizza şeklinde keçeden matematik oyuncağı hazırlamıştım. Kurgusu çok basit, yapımı biraz uğraştırsa da =) 


Ama bunu oynarken biraz sıkıldı Asya. Biz de sayı çalışma pizzamızı evcilik oyununa kattık. Yine ev yapımı yarım çeyrek öğreten dairemiz de kekimiz oldu. Bu oyundan hiç sıkılmadık. (Bebekler sırayla ben 3 peynirli pizza yiycem, 4 peynirli pizza yiycem diye ağlıyor, oyun bu =) neredeyse her gün oynuyoruz =)



*Ara renkler-Renk Eşleme-Dondurmacılık: Benim renkli kek kalıplarım yine iş başında, dondurmacı Asya vazgeçilmez ponponlarımızı maşayla yakın renklerdeki kalıplara yerleştiriyor, saatlerce dondurma yiyoruz =) 2 taşla 5 kuş felan vuruyoruz =)


*Yanardağ Deneyi: Birçok annede görüp beğendiğim yanardağ deneyimizi Hassasanne nin tarifiyle yaptık. Bir çay bardağına yarıya kadar sirke konur, bardak alüminyum folyo ile tabağın içine şekildeki gibi düzenlenir. sirkenin içine 2-3 damla kırmızı gıda boyası atılır. Başka bir kapta hazır bulundurulan karbonat boyalı sirkeye yavaş yavaş eklenir. Etkinliğin sonunu çekemedim. Ama lavlar çok güzel yayılır etrafa =)



*Lunapark Gezisi: Asya lunaparkı kitaplardan biliyordu. Gitti,  gördü, çok eğlendi. Küçük çocuklar için oyuncaklar az da olsa kendince keyfini çıkardı. Şiddetle tavsiye edilir. Lunaparklar çocukları çok heyecanlandırıyor.
Fotoğraftakiler minik arkadaşlarımız Nejat ve Fikret =)

*Nesne tahmin etme oyunu: Bir kutu alınır, içine farklı farklı nesneler konur ve çocuğa tanıtılır. Daha sonra gözler bağlanır ve kutudan seçilen nesneler tahmin edilmeye çalışılır. Bu etkinlikler çok heyecanlı geçtiği için foto çekemedim. Bize fikir veren adım adım setlerine teşekkürler..

*Şekil çalışmaları: Bir kartona bildiğimiz şekilleri çizip göz yapıştırdık ve simli yapıştırıcıyla yünden saç yaptık. Bazı ayrıntılar minik zihinleri çok eğlendirebiliyor. 


*Mizansenli otobüsçülük: Etkinliklere koyduğum isimler müthiş değil mi. Bu oyun son 2 ayın en favori oyunu. Sürekli otobüsçülükten sıkılan annenin uydurmasyonu =) Önce otobüs izlenimi verilir salona. minik minderlerle veya sandalyelerle. Baba evdeyse baba da katılır. Yoksa oyuncak bebekler vs. yolcu, şoför felan olur. Otobüse inilir binilir para ödenir. Arada anne otobüsten iner hemen bir şapka ve şal ile kılık değiştirir ve otobüse tekrar in-bin yapar. Miniğiniz de sizi taklit etmeye başlarsa oyun çok eğlenceli hale gelir =)
Ayın notu: Bizim evde en önemli konu anne seyahate gidip geldiği için seyahate çıkmak. Yakında bizi bekleyen yolculuklarla beraber bavul-yolculuk vs. hep gündemimizde. Bu telaşlı zamanları eğlenceli hale getirmek elinizde. Mutlaka çocuğunuza kendi hazırlayacağı minik bir çanta ya da poşet vermelisiniz ve heyecanını görmelisiniz. Sağlıcakla...


18 Haziran 2015 Perşembe

İşte Kreş Maceramız!

Evet uzun süren hastalıklar sonrası kreşe başlama maceramızı anlatmaya fırsat buldum. Tam 2 ay oldu başlayalı. Sabahları rahatlıkla gidiyor, el sallıyor, öpücük veriyor. Ama kreşten eve döndüğümüzde hırçın oluyor ve sakinleştirmem zaman alıyor =( Ama neyse ki kreşi seviyor anlatıyor ve en önemlisi öğretmenleri ile iyi anlaşıyor. 
Nelere dikkat etmeli? 
Tabi ki kreş seçimi bambaşka bir yazı konusu. Ama diyebilirim ki son tahlilde vardığım sonuç: Gidip tanıştığınızda, çalışanların ve sahiplerinin yanında iyi hissettiyseniz, şefkatli insanlar olduğunu düşündüyseniz, mekan da içinize sindi ise ve çocuğunuz da içeri girdiğinde huzurluysa bu iş tamamdır büyük ölçüde. 
Başlarken: 
Alıştırma dönemi başlamadan bir kaç gün önce artık gününün her zamankinden biraz farklı geçeceğini anlattık biz. Özendirmek için yeni arkadaşlar, yeni oyunlar, değişik oyuncaklardan bahsettik. 
Alıştırma döneminde, 1 hafta kreşte bekledim. Bu ilk hafta uykularını hep evde uyudu öğleden sonra geri geldi. (Asya daha 2,5 yaşında olduğu ve 1,5 yıldır kendisiyle evde ilgilenen ananesi apar topar gittiği için çok yavaş bir geçiş yapmaya gayret gösterdik, ama acilen tam güne geçmemiz gerekiyordu! Eğer sizin böyle bir zorunluluğunuz yok ise yarım günle başlayabilirsiniz, ve sizin çocuğunuz daha hazır olur belki ve bizim yaşadığımız dramatikliklerden yaşamazsınız =)
Aldığım en önemli tavsiye: "Küçücük kreşe gönderiyorum deyip sakın çocuğa gereksiz ödüller verme!" Bence en önemli noktalardan biri. 
Mesela böyle koğuş ortamında uyuyacak olması sizi
duygulandırabilir. Ama gerçekçi olup aynı zamanda onun
arkadaşlarıyla birlikte uyumakta keyif alabileceğini
hayal etmelisiniz
Gereksiz ödüller vermemek için ya da kreş kapısında çocuktan daha çok anne-baba  manzaralarına rastlamamak için kararlı ve net durmak önemli. Çocuğumuz kreşe başlıyor, evet zor bir süreç, peşi sıra gelen hastalıklar vs., başka başka sorunlar, zor bir süreç bekliyor olabilir (Kimi bebekler hiç zorlanmıyor umut edelim belki de sizinki onlardandır =) Ama hayatın gerçekleri, işe gitmek zorundaysanız ve size bebek bakımında yardımcı olabilecek birileri yoksa ya da kreş zamanı artık geldi diyorsanız vs. bu iş olacak! Bir kere giriştiniz, ama baktınız çocuğa hiç olmadı başka bir çözüm düşünürsünüz ama hemen pes etmek yok (kendimle konuştuğum cümleler=)
Akşamları kesinlikle döneceğinizi her sabah ayrılırken tekrarlayın! Hatta ara sıra haftasonu vs. bu konudan bahsedin, tatil ne demek, haftasonu gidilmez ama sonra yine gidilir, konuşarak çocuğunuzun bir zaman mefhumu oluşturmasına yardım edin. İlk karşılaşmanızda onu bütün gün çok özlediğinizi mutlaka belirtin, ve sıkı sıkıya sarılın. Abartılı oyunlar yapın. Eve gidince bol bol gıdıklamalı ve sarılmalı oyunlar oynayın.
Kreşle ilgili evcilik oyunları: Bizim en sevdiğimiz oyunlar oldu. Kreş kapısında çocukları ağlatmaca ve sonra sakinleşmeleri ve oyuna dalmaları ve akşama anne-babalarının gelip onları almasıyla ilgili temsili oyunlar.
Bağışıklığı güçlendirmek: Kreş ve hastalık ayrılmaz bir ikili bizim için bu sıralar, siz de durum böyle olmasa da başlarda olsun bir hastalık dönemi bekleyebilir. doktorunuza danışarak bağışıklık güçlendirici takviye alabilirsiniz (Benim atladığım bir konu olmuş, çok çektik biz). Ama bir şekilde gelen hastalık dönemine hazırlıklı olunuz (pek olunamasa da), her mikropla karşılaşıp hepsine bağışıklık geliştirmeleri gerekiyormuş =(
Kreşi seviyor musun sorusu yasak! Cevap her an sevmiyorum olabilir, ve sonra da buna inanabilir! Dahası sonra biz de inanırız, seyreyle gümbürtüyü =)
Mutlaka akşamları mutlu-mutsuz sorularını sorun: Daha genel sorularla durumu öğrenmeye yardımcı olur. "Bugün seni en mutlu eden şey neydi?" ve "Bugün seni en mutsuz eden şey neydi?" sorulardan sonra cevaplara yardımcı olun ama yönlendirmeyin ve tepkilerinize dikkat edin, çünkü hemen maniple edebilirler. (mesela ilk soruya senin gelip beni okuldan alman, ikincisine de kreşe gitmek derse sakince onu rahatlatmak gerek=) Bu sorular hafıza gelişimine katkı sağladığı gibi çocuğunuzun neden-sonuç ilişkileri kurmasına da yardımcı olur. Üstelik çocuğunuz epeyce konuşuyorsa kreşte neler olup bittiğini de anlamış olursunuz!
Sonuç: Uykuya geçişte yaşadığımız kimi sıkıntılar yok oldu! Harika! Ama nurtopu gibi bir yeme problemimiz var. Herşeyi yiyen Asya artık çorba, sebze vs. yemiyor =( Umarım terrible two kapsamında geçici bir kreş sendromudur. Geçmesini bekliyorum.